Karpal Tünel Sendromu
Karpal Tünel Sendromu
Karpal Tünel Sendromu Ameliyatında Mini Açık Yaklaşım
Karpal tünel ameliyatında Op. Dr. Kerem Bıkmaz, patentli yöntemi olan #miniaçıkyaklaşım'ı kullanmaktadır.
Mini açık yaklaşım klasik cerrahi uygulamalardaki sorunlar göz önüne alınarak geliştirilen yeni bir cerrahi yöntemdir. Endoskobik cerrahide olduğu gibi ufak bir kesi yapılarak median sinir ile karpal bant arasında bir tünel yaratılır. Aynı zamanda karpal bant ile cilt altı arasında bantı tam olarak ortaya koyacak şekilde ikinci bir tünel açılır. Bant daha sonra "knifelight" özel bir lazer bıçağı ile kesilir.
Biz Sizi Arayalım
Karpal tünel sendromunun tedavisi hakkında detaylı bilgi almak için formu doldurun, biz sizi arayalım.
Karpal Tünel Sendromu Tedavisinde Mini Açık Yaklaşımın Öne Çıkan Özellikleri
- Knifeligtın endoskobik yaklaşımdan en önemli avantajı endoskobi aletleri gerektirmediği için hastane ortamında yapılmasının zorunlu olmamasıdır.
- Karpal tünel sendromu operasyon süresi anlamlı derecede kısalmıştır.
- Açık cerrahi sonrası görülebilen ve hastayı bazen ileri derecede rahatsız edebilecek
- skar dokusu oluşumu,
- operasyon sahasında ağrı,
- pilar sendromu (Açık karpal tünel ameliyatları sonrası avuç içinde kalıcı hale gelen şiddetli, ağrı, yanma, kızarıklık.)
gibi problemler mini açık yaklaşım ile son derece azaltmıştır.
- Yara iyileşmesi yapılan kesinin kısa olması ve cilt altı dokulardaki asgari yaralanma nedeniyle son derece kısalmıştır.
- Açık cerrahi sonrasında kolun 2 hafta süre ile askıya alınması ve immobilizasyonu gibi sorunlar ortadan kalkmıştır.
- Hastalar bu cerrahi ile operasyonun ertesi günü ellerini hafif işlerde kullanmaya başlarlar ve el askıya alınmamaktadır.
- Açık cerrahi ile cerrahi sonuçlar yönünden bir fark bulunmamaktadır.
Mini Açık Yaklaşımın Avantajları
- Maksimum doku korunması
- Teknik olarak basit oluşu
- Cerrahi sürenin anlamlı derecede kısalması
- Endoskop kullanımı gerektirmemesi
- Hasta açısından maliyetin düşük oluşu
- Operasyon sonrası iyileşme süresinin kısalması
- Cerrahi saha ve etrafında operasyon sonrası oluşabilecek kızarıklık, hassasiyet, ağrının en aza inmesi
- Opere edilen elin yeniden kullanımı, işe geri dönüş süresinin çok kısalması
Karpal Tünel SendromundaMuayene ve Teşhis
Karpal tünel sendromu tanısında öncelikle detaylı bir hasta öyküsü alınır. Hastanın yaşam tarzı, yukarıda bahsedildiği gibi bileğe yük oluşturacak tekrar eden iş yapma biçimleri araştırılır. Fizik ve nörolojik muayene yapılır.
Karpal tünel sendromu tanısında elektromiyografi (EMG) objektif bir kriterdir. EMG, uygulandığı bölgede sinirlerden kaslara elektrik sinyali akışı oluşur. Bu akıştaki anormallikler (gecikmeler) EMG cihazı tarafından çözümlenir ve rakamsal halde dökümü alınır. Bu çıktı sayesinde hekim sonuçları objektif olarak değerlendirebilir.
Karpal Tünel Sendromu Nedir?
Karpal tünel sendromu bilekte, içinden sinirler geçen kanalın daralması sonucu oluşan hastalıktır. Hafif sinir sıkışması belirtilerinden, ciddi fonksiyon kaybı oluşturan ağır kas zayıflıklarına kadar geniş bir yelpazede bulgu verebilen kompleks bir hastalıktır. Tuzak nöropatileri denilen periferik sinir sıkışmaları içerisinde en sık görülenidir.
Karpal tünel, el bileğindeki kemiklerle bu kemikler üzerindeki karpal ligament denilen kalın bir örtünün oluşturduğu kanalın adıdır. Başka bir ifade ile karpal tünel, elimizin avuç içi kısmında, içinden sinirler geçen dar bir kanaldır. Bu kanalın sıkışması ile oluşan duruma karpal tünel sendromu denilmektedir. Karpal tünel sendromu bir veya iki elin ilk üç parmağındaki tutulumla gözlenir ve ilerleyici bir hastalıktır.
- Başparmak, işaretçi ve orta parmakta ağrı veya uyuşma
- Eldeki zayıflık
- Parmak uçlarında his azalması
- Kavrama, yazma, yazma veya diğer el becerisi görevlerinde zorluk
Karpal tünel sendromu medyan sinir üzerindeki bantın kalınlaşması ve tekrarlayıcı hareketlerin kombinasyonu neticesinde bilekte sinirin enflamasyonu sonucu ortaya çıkar. Özellikle 40-60 yaşlarındaki kadınlarda, piyanistler, kuaförler, bilgisayar operatörleri, bankacılar, dişçiler, heykeltıraşlar, ev kadınları gibi ellerini aşırı kullanan meslek gruplarında sıklıkla izlenir.
Karpal Tünel Sendromunun Nedenleri Nelerdir?
- Bilekte kırılan ya da yerinden kayan kemikler.
- Eller ile cisimlerin sık ve şiddetli şekilde tutulması, bileğin bükülmesi ve artrit benzer şekilde görülme oranlarını arttırır.
- Romatoid artrit ve diğer enflamatuvar durumlar bileklerdeki tendonların etrafındaki astarı etkileyip medyan sinirlere doğrudan baskı yapabilir.
- Sinirlere ve sinir sistemine zarar veren koşullar karpal tünel sendromu riskini artırabilir. Uzun yıllara dayanan diyabet ve/veya yüksek tansiyon öyküleri, sinir hasarına neden olabildiği için karpal tünel sendromuna yol açabilir.
- Tiroid sorunlar, böbrek yetmezliği ve lenfödem gibi bazı diğer tıbbi durumlar karpal tünel sendromu gelişmesi riskini artırabilir.
- Obezite de karpal tünelin ufalmasına neden olabileceği için karpal tünel sendromu için bir risk faktörüdür. Aynı şekilde vücut sıvı oranlarındaki değişiklik, özellikle vücutta aşırı sıvı tutulması, karpal tünel içindeki basıncın artmasına neden olabilir.
Kişiden kişiye değişen bilek anatomisi, yukarıda sayılan ek sağlık sorunları ve özellikle karpal tünel bölgesine baskı yaratacak tekrar eden iş yapma biçimleri karpal tünel sendromunun ortaya çıkmasına neden olacaktır. Özellikle anatomik zorlanmalar, ısrarlı – tekrar eden hareketler karpal tünel sendromuna yol açabilir. Uzun süreler boyunca klavye ve mouse kullanımı karpal tünel sendromu iloe ilişkili olabilir.
Çalışma ortamı koşullarının da karpal tünel sendromuna katkıda bulunabileceği gözlemlenmiştir. Özellikle titreşimli aletlerle çalışmak ya da bileğin uzun süre veya tekrar tekrar bükülmesini gerektiren bir montaj hattı üzerinde çalışmak median sinir üzerinde zararlı baskı oluşturabilir veya mevcut sinir hasarını kötüleştirebilir. Lütfen dikkat ediniz, bu faktörlerin tek başına karpal tünel sendromu gelişmesine sebep olmadığı gözlemlenmiştir.
Karpal Tünel Sendromu Belirtileri
- Ellerinizde ve bileklerinizde uyuşukluk, yanıcı bir ağrı veya karıncalanma hissediyormusunuz?
- Şikayetleriniz özellikle geceleri daha mı belirgin?
- Nesneleleri düşürmeden elinizde tutmakta güçlük mü çekiyorsunuz?
- El kaslarında güçsüzlük hissi var mı?
- El bileğinden başlayarak kola doğru yayılan ağrı ve ısı artışı hissi var mı?
- Bilgisayar klavyesi ya da faresini kullanmak gibi tekrarlayıcı el hareketlerini ağrısız olarak yapmak giderek daha imkansız hale mi geliyor?
Eğer bu sorulara yanıtınız evetse sizde de karpal tünel sendromu denilen bir sinir sıkışıklığı hastalığı olabilir. Olguların yarısı mesleklerle bağlantılıdır ve tüm meslek grupları ile bağlantılı hastalıklar ve yaralanmalar içerisinde, iş gücü kaybına en fazla yol açan durumdur.
Karpal tünel sendromunun belirtileri genellikle yavaş yavaş gelişme eğilimindedir. Uyuşma ve karıncalanma şikayetinin serçe parmağı etkilememesi karpal tünel sendromu için önemli bir bulgudur. İlk üç parmakta uyuşukluk hissine ara ara ortaya çıkan elektriklenme hissi de eşlik edebilir.
Karpal tünel sendromunun erken dönem belirtileri elin ilk üç parmağında uyuşma, karıncalanma ve his kaybıdır. Bu şikayetlerin ilk ortaya çıkmasının ardından tedavi için zaman kaybetmeden başvurmak oldukça önemlidir. Tedaviye başlamak için ağrının aşırı artmasını, tahammül sınırlarını aşmasını beklemeyin.
ABD verilerine göre her yıl yaklaşık 260.000 karpal tünel olgusu opere edilmektedir.
Karpal Tünel Sendromunda Cerrahi Dışı Konservatif Tedavi Seçenekleri
Karpal tünel sendromunun cerrahi dışı konservatif tedavisinde asıl amacı medyan sinir üzerinde tekrarlayan yaralanmaları bitirmek ya da azaltmaktır. Bu amaçla sinir üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmak için bir bileklik ile bilek hareketleri kısıtlanabilir. Eğer bu işe yaramaz ise ödemi azaltmak için enflamasyon giderici ilaçlar yazılabilir veya bileğe kortizon enjeksiyonları yapılabilir. Ağrıları azaltmaya yönelik bir takım özel el ve bilek egzersizleri önerilebilir.
Genellikle aşırı kullanıma bağlı olarak ortaya çıktığından tedavi yönünde ilk yaklaşım el - bilek bölgesinin aşırı ve zorlayıcı kullanımlarını kısıtlamaktır. Bu amaçla destekleyici el bileği atellerinden yararlanılabilir. Ateller uyku sırasında el ve bileğin uyku pozisyonuna bağlı istenmeyen sıkışmalara maruz kalmasını engellemek için gece takılabilir. Bileklik kullanımı uyurken hastanın bileğinin sabit tutulmasını sağlar. Şikayetlerin fazla olduğu durumlarda gündüz de takılabilir. Ağrı kesici ve iltihap giderici ilaç tedavileri, bölgesel steroid enjeksiyonları ve bazı durumlarda B kompleks vitaminleri tedaviye eklenebilir.
Karpal tünel sendromu egzersizleri
Yumruk şekline getirilen elin parmaklarının tekrar yere paralel olacak şekilde açılmasıyla gerçekleştirilen hareketin 8-10 kez tekrarlanması el bileği bölgesindeki baskının kısa süreli rahatlamasını sağlayabilecek bir egzersizdir.
Karpal tünel sendromu içim diğer bir egzersiz, yaklaşık olarak her 2 saatte 1 olacak şekilde ellerin gövdenin önüne getirilerek, 1 dakika boyunca yumuşak hareketlerle sallanmasıdır.
Karpal tünel sendromu bileklik kullanımı
El bileğini düz bir pozisyonda tutarak median sinir üzerindeki baskının rahatlamasını sağlayan bileklikler hem gün içerisinde şikayetleri arttırıcı hareketlerden uzak durmak hem de geceleri istemsiz zorlayıcı el bileği hareketlerinden kaçınma konusunda fayda gösterebilen ürünlerdir.
Karpal tünel sendromu tedavisinde diğer destekleyici yöntemler
Karpal tünel sendromunun tedavisinde kullanılan fizik tedavi uygulamaları arasında ultrason, lazer, ağrı kesici ve kas kuvvetlendirici akım tedavileri, mobilizasyon, manuel terapi, kuru iğneleme ve bantlama gibi yöntemler sayılabilir. Esneklik ve kas kuvvetini arttırıcı egzersizlere fizik tedavi ve rehabilitasyon programının bir parçası olarak başlanabilir.
Bileklik, ilaç kullanımı ve egzersizlere rağmen olumlu cevap alınamayan, karpal tünel sendromunun çok şiddetli seyrettiği hastalarda karpal tünel cerrahisi seçenek olarak değerlendirilir.
Karpal Tünel Ameliyatında Klasik Cerrahi Yöntemler
Karpal tünel serbestleştirilmesinde standart yaklaşım karpal ligamanın açık cerrahi ile kesilmesidir. Bu standart yaklaşım ile sonuçlar genel olarak oldukça iyidir. Ancak cerrahi sonrası oluşan skar dokusuna bağlı ağrı ve bilekte hareket kısıtlılığı önemli bir sorundur. Yara iyileşmesi yapılan kesinin nisbeten uzun olmasına bağlı gecikir. Diğer bir sıkıntı Pilar sendromu denilen avuç ici adelelerde yoğun ağrıdır. Komplikasyon oranları %1-20 arasında değişmektedir. Bu nedenle 1990 lı yılların başında kesi uzunluğunu azaltmak, böylelikle bu sorunların üstesinden gelmek için endoskop ile minimal yaklaşım teknikleri kullanılmaya başlanmıstır. Bu teknik ile yara yeri ile ilgili sorunlar çözülmüş ancak median sinir, damarlar, tendonlar ve hatta ulnar sinir yaralanma sıklığı artmıştır. Aynı zamanda cerrahi süresi belirgin derecede uzamıştır. İşlem endoskobik sistem kullandığından hastane ortamında yapılmasını gerektirir.